Somewhere only we know

Wednesday, August 23, 2006

Denizler Altında 9 Metre

Uzunca bir aradan sonra merhaba canlar. Lafı uzatmadan hemen yeni maceramıza geçelim, efenim size, sualtı dünyasına hızlı bi giriş yapmış bulunduğumu ve fakat yine aynı hızda koşarak geri kaçmış olduğumu müjdelerim. Şöyle ki:

Geçtiğimiz haftasonlarından birinde tamamen rastlantısal bir davet sonucu Bodrum'a giden bir balıkadam/balıkkadın (hatta balıkkaltak, beni sinir etti de bitanesi...afedersiniz yani) grubuna dahil oldum. Yaklaşık 35 kişi falan doluşuldu otobüse ve iblisin ta kendisi olan bir şoför eşliğinde Bodrum'a gidildi. Kahvaltıdan sonra da hemen dalış teknesine geçildi. Bu 35 kişinin yaklaşık 25 tanesi falan bir aydır teorik kurs gören mütekamil arkadaşlardan oluşurken geri kalan 10 kişisi ise "la suyun altında kapamazsam oksijen tüpünü en adi şerrefsizim olm" gibi, ya da ne bileyim "kim daha güçlü osurur ve daha çok kabarcık çıkarırsa diğerine bira ısmarlicak taam mı olm " gibi gayet nezih birtakım faaliyetlerle kendilerini eğlendirmek isteyen birtakım organizmalardan oluşmaktaydı ki işbu organizmalar daha önce sualtıyla hiç bir suretle tüplü şekilde münasebete geçmemiş ve o gün orada alacağı temel bilgiler doğrultusunda ilk kez "discovery" adı verilen hoca eşlikli birebir dalışı gerçekleştirecek olan kişilerdi. Hocamız Çeto, dalış yerine gidene kadar bizi bilinmesi zorunlu birtakım kurallar ve uluslararası dalgıç işaret dili konusunda bilgilendirdi. Hatta o kadar güven telkin edici bi bilgilendirmeydi ki en sonunda "eveeet, şimdi kimler geliyo bakalım dıskavıriye benimle" diye sorunca, önceden tereddüt eden biz amatör ibişler "BEN DALACCAAAM" "HAYIR...BEN DALACCAAM" şeklinde Kara Murat tadı yaşattık hocamıza. Sonra sıra listesi yapıldı, herkes teker teker dalcak hocayla, yani başka bi deyişle bizim düşündüğümüz gibi topluca bi giriş olmiycağı için sözkonusu eşşek şakalarının falan da yapılamıycağı anlaşılmış bulundu. Sıra itibariyle 2. kişi olmam sebebiyle bekleme aşamasında çok da gerilmiyceğimi düşünüp rahatladım. Ama anladım ki bu "sıraya kaynak" olayı sualtı dünyasını da çok pis vurmuş. "Ay hazır çok dalga falan yokken ben girebilir miyim, çok korkarım da ben"ler yok efendim "ocakta yemeğim var senden önce dalabilir miyim"ler falan derken ben öğleden sonraya kalmayayım mı? Kalayım...Neyse efem, sıra bana geldiğinde tekne görevlileri yardımıyla kostümümü giyip hocanın yanına indim suyun yüzeyine, su yüzeyinde Çeto son kez bana "bak çok acil bişey olursa çıkmak istersen falan sakın kendiliğinden yukarı çıkmaya kalkma, sana öğrettiğim işareti (baş parmak yukarı) yap, seni ben çıkarırım yukarı"dedikten sonra yavaş yavaş suyun altına girmeye başladık. Hocanın söylediği temel bilgiler beynimde çınlıyordu adetaağğ: "kulak basıncı eşitlenecek, regülatör ağızdan çıkmayacak...ya bişey daa vardı yaa, neydi allaam, o da çok önemliydi" diye düşünürken bünyemde bi tuhaflık hissettim, bişeyler ters gidiyodu ama ne?....derkeeeen Çeto'nun dürtmesiyle kendime geldim, regülatörümden kabarcık çıkmadığını işaret ediyodu, yani halk arasındaki tabirle "nefes alıp versene ibiş" demek istiyordu sevgili hocam...sanırım heyecandan ve normalde burundan nefes alıp verdiğimizden dolayı, birden koordinasyonu sağlayamamıştım, ehm...Sıklıkla olmasa da olabiliyomuş böyle şeyler.
Neyse nefes almaya başlayıp yaşamla yeniden kucaklaştıktan sonra sağa sola bakmaya başladım, hocayla yan yana gidiyorduk yüzeyden bikaç metre aşağıda, balığıydı, süngeriydi falan bakınıyoduk etraftaki şeylere, bu şekilde sanırım bi 20 dk. falan geçti, ben "aman yaleppim negzel bi dünya bu, hem hiç de korktuğum gibi değilmiş trallallaaa" şeklinde düşünürken" hocam Çeto bana, kolundaki derinlik göstergesini işaret etti ne gerek vardıysa artık...İşte o an ben öyle bir korktuuu öyle bir korktu size anlatamam, sanıyorum o göstergede 9 metreyi görünce birden yaa benim burda ne işim var diye bir panik yaptım. Ancak o durumda naapılcaktı hemen onu hatırlamaya çalıştım, neydi???...derhal hocaya söylencekti beni yüzeye çıkar diye...evet...ben de gücümü topladım, elimi yumruk yaptım doğrulttum baş parnaamı ve dayadım hocanın burnuna. Ben hocadan hemen talebime karşılık beklerken onun beni hiç sallamadığını bi de üstüne üstlük sırtımı sıvazlayıp yaparsın sen aslansın dercesine gaz vermeye çalıştığını görünce hareketin istediğim etkiyi yaratmadığını anlamıştım...o an hay sözlü iletişimin gözünü yiyim yau dedim kendi kendime...ibiş olmuştum adeta yüzeye çıkabilmek için ama nafileydi, hoca halen çıkmak isteme gerekçemi tam olarak anlamadığı için beni sallamamaya devam etmekte bana bilumum börtüsüydü böceğiydi deniz çiyanıydı bilmemnesiydi gösterip durmaktaydı. Bu böyle olmiycaktı, zira benim nefes düzenim bozulmuş gittikçe paniklemekteydim, uluslararası işaret dili hafızamı şööle bi kurcaladım, biyerlerde mutlaka işe yarar bi işaret olmalıydı durumun ciddiyetini anlatıcak...derken birden kafamda bi ampul yandı, evetdi, çok uygun bi işaret vardı korktuğumu, paniklediğimi anlatmaya yariycak, dürttüm hocayı ve halk dilinde yusuf yusufa tekabül eden yumruğunu sıkıp sıkıp bırakma hareketini yaptım hocaya ısrarla, evet sonunda hoca beni ciddiye almıştı, gerçi regülatöründen çıkan aşırı kabarcıklar onun sualtında kahkaha atabilen bi insan olduğunu göstermişti bana ama olsundu bi şekilde beni çıkarıyodu artık. Koluma girdi, beni yüzeye doğru yavaşça yükseltmeye başladı. Eğer sualtında kolkola girmiş iki dalgıçtan daha salak bi görüntü olamaz diye düşündüyseniz acele etmeyin dahası var, zira hoca beni 4-5 metrede tekrar durdurduğu için "NEEAA HALA ÇIKARMIYCAN MI BENİ A ZALİM" dercesine yapıştım hocanın eline ve kalan vaktimi hocanın eline yapışmış vaziyette 10 deniz anası sersemliğinde tamamlayıp yüzeye çıktım, ama takdir edersiniz ki o korkuyla artık nası sıktıysam adamın elini, heralde kan dolaşımını bozmuş olmalıyım , çünkü yüzeye çıktığımızda parmakları kokteyl sosis gibi olmuştu adamcaazın. Kısacası ilk denememde oldukça korktum ama ikinci gün yencem ben bu paniği diyip tekrar daldım aynı hocayla (hocanın, ellerini benden mümkün mertebe uzak tutmaya çalışması dikkatimden kaçmadı ama). İkinci sefer çok daha zevkliydi, balık besledim, deniz kestanesi aldım avcuma falan filan, yani aslında iyi ki de denemişim diyorum.

6 Comments:

  • a be çoccuum,daha da ecrensel olan bi işaret çaksaydın ,hani halk arasında 2.5 da denen,yine yumrum ama bu kez başparnağın işaret ve orta barnak arasından çıkmış olanından..şaane yazmışsın..harikasın.istanbıldayım,kulakarını çiniil çinil çinildetiyos..öpbek....
    nunu

    By Anonymous Anonymous, at 8:46 AM  

  • Ben de 25 inden itibaren bi hafta burdurdayım ama senden umudumu kestim. görüşmeycen belli ki sen benlen bir süre daha. bakalım ne zaman bu şerefe nail olucez. (Kaan'ın gücü adına, hiç mi tanışma yaşanmayacak, bi el öpme felan...)2
    not : 2 parantez üstüne doğru biraz küçük olacak...
    öptüm.

    By Blogger bilgece, at 4:07 PM  

  • The olm...
    Bi daha beni de goturun banane.
    Cok guzeal dodo bir anı olmus netekim netekim ozenmekte insan bir yaz sabahı okurken blogu...
    The Don the Zeynet the Tekin the

    By Anonymous Anonymous, at 11:56 PM  

  • yeni entry isterizz

    By Anonymous Anonymous, at 5:14 AM  

  • Evet entiri de entiri isteriz. Hollanda macerası yaz hadi, peynirmiş, takunyaymış..

    By Blogger M2H2, at 6:24 AM  

  • yeter artık,çık şu denizin altından be çocuk....NUNU

    By Anonymous Anonymous, at 2:51 PM  

Post a Comment

<< Home